4 Mayıs 2011 Çarşamba

Bir Erkeğin Günlüğü




Evden 200 lirayla çıkmıştı, 14 yaşındaydı ve o güne kadar o kadar parayı bir arada görmemişti. Dershane taksidi. Gerçek bir erkek gibi arka cebinde taşıyordu parayı. Destinasyon, meni kokan uyduruk bir eğitim kurumuydu ama yolu uzatmak istedi. Gerçek bir erkek olmak tatlıydı zira. Büyüksaat'te indi, oradan Yağ Camii'ye, oradan da Katlı Otopark'a geçti. Kotçu Münir'in olduğu sokaktan sağa kırdı, ayaklarını. İnternet kafeler sıralanmaya başladı sol kolunun üstünde.

O zamanlar ''Beyler dust kuruyorum'' hemen hemen ‘’Seni seviyorum’' gibiydi.
O zamanlar ''Italy'' bir Avrupa ülkesinden ziyade pompalıyla ölüm saçmaktı.

Dayanamadı, girdi içeri. Oynadı, oynadı ve doğal olarak oynadı.

(…)

Başını çarpmamak için eğilerek yürüdüğü o internet kafede güzel çarptılar bizimkini, temiz dayak yedi. Güven İş Hanı'nda masif ironi yağmuru. İki tane insan irisine kaptırdı 150 lirayı, paranın 3/4'ü ile fındık alan çocuğu düşündü. ‘’Ben oldum problem belasını siktiğimin evreninde.’’ diye tısladı.

Eksik bir dershane taksidi, patlamış bir dudak ve bıyıklı bir baba.

Battı balık yan gider deyip Musa'yı aradı, 50 liralık bira ve beyaz leblebi aldılar. Tükeninceye kadar içtiler. Onlar değil, zula tükeninceye kadar.

Şıngırtıdan anladığı kadarıyla cebinde 1 lira 25 kuruş kalmıştı, el yordamının hakkını veriyordu. Hızlıca düşündü; eve gitmek için dolmuşa binse, ilerde inicem usta deyip az para verse, inince de para üstüyle sakız alsa, sonra sessizce odaya kıvrılsa...

Dolmuş kısmını sorunsuz halletti, sakızı da aldı çok şükür. Baba evine giderken ağzında günahın rayihanasını taşımazsın, ayıptır. Oturma odasına adeta yılan gibi aktı, sessizce. Çorabın birini çıkardı ama diğerini çıkarmadı çünkü gerizekalıydı. Başka açıklaması yok. Sarhoşluğunu sokakta bırakmıştı, baba evi başkaydı. Yatağa kıvrıldı ve beklemeye başladı. Yıllar sonra anlatacağı ve keşke tam burada bitseydi dediği bir hikayesi olacaktı.

Odanın ışığı yandı, babası bizimkine Tansu Çiller’e bakar gibi baktı.

‘’Ben senin ciğerini bilirim pezevenk!’’

Çat! Çut!

6 yorum:

  1. hoş. fakat 14 yaşında 50 liralık bira falan bırak o kadar minibüs planı yapmayı eve gitmeyi bile akıl edemez insan.

    YanıtlaSil
  2. hüzünlendim lan.

    YanıtlaSil
  3. O zamanlar ''Beyler dust kuruyorum'' hemen hemen ‘’Seni seviyorum’' gibiydi.
    O zamanlar ''Italy'' bir Avrupa ülkesinden ziyade pompalıyla ölüm saçmaktı.
    ben o günleri özledim

    YanıtlaSil
  4. biraz daha büyük olsaymış daha bi güzel olurmuş

    YanıtlaSil
  5. daha büyük falan değil, 14 yaşında amına koyim.
    işinize geliyorsa.

    YanıtlaSil
  6. ağlattın piç.

    YanıtlaSil