27 Şubat 2011 Pazar

film izleyin lan (L'illusionniste)




-Bayanlar baylar, teknik bir arıza söz konusu.

Elimizde bu kez tembel yönetmen Sylvain Chomet'in son animasyon çalışması L'illusionniste var. Filmin yapım tarihi 2010, imdb notu ise 7.8 civarlarında dolaşıyor. Adından ilk kez Altın Küre'de söz ettiren 76 dakikalık film, bu gece dağıtılacak olan Oscar'cıklardan bir tanesine de göz dikmiş durumda.

Bir animasyon filminde olmazsa olmaz iki şey ; çizim kalitesi ve kaliteli kurgudur ki L'illusionniste bu iki kulvarda da ortalığın amına koyuyor. Çok özenli yapılan mekan ve bina çizimleri mis gibi kalite kokuyor. Diğer yandan çok ama çok nadiren diyalog olduğu için, duygu ve düşüncelerin çoğu da karakterlerin yüz ifadeleri ile aktarılıyor. Tam da bu aşamada seyirciyi uyarmakta fayda var. Şöyle ki ; bu bir Fransız filmi. Yani, her filmde sevimli karakterler yaratmayı başaran Pixar ya da Walt Disney filmlerine benzemiyor. Kaşını çattığında çok sevimli olan bir Wall-E ya da sirkten kaçarken bizi de peşinden sürükleyen bir Bolt beklemeyin. Laf lafı açıyor hesabı, animasyon ve anime kavramlarının da tam bu aşamada birbirine karıştığından bahsederek, anime severler için de birkaç bilgi vereyim. Biz ki yaklaşık 220 bölüm Sakura'nın ''Sasuke-kun'' diye haykırmasını izledik sadece suratının çizimine bakarak (Naruto & Naruto Shippuuden), ya da Sanji'nin tek gözüne odaklanarak nice bölümler bitirdik en afili kavganın ortasında.(One Piece) Bu yüzden, bu filmden de aynı şeyleri beklemek hayal kırıklığı yaşatacaktır. Çünkü filmde asla ama asla yakın plan göremeyeceksiniz, hemen hemen tüm planlar geniş açıyla size sunuluyor. Ona göre şey yapalım, küfür olmasın sonra.

Gider ayak iki satır da hikaye ile ilgili yazayım. Bizim Cem Yılmaz'ın Hokkabaz'dan da bildiğimiz üzere, hokkabazlık -yani sahnede türlü el çabukluklarıyla insanları eğlendirmek- gittikçe unutulan bir meslek. Bu yüzden de içinde tuhaf bir hüzün barındırıyor. Tam da bunun üzerine Fransız'ın o melankolik dünya görüşü eklenince ortaya seyretmesi zevkli bir hikaye çıkıyor. Yaşlı bir Fransız sihirbaz elinde çantasıyla dilini dahi bilmediği bir ülkeye gidiyor. Sonrası iyilik, sonrası güzellik.

Şuradan da ilgilenenler için oyuncu / yönetmen Cansel Elçin'in film için yazdığı yazıya ulaşabilirsiniz.

Fragman gözlerinizden öper, iyi seyirler.

4 yorum:

  1. ayrıca da ''Les Triplettes de Belleville'e dikkat çekerim.

    YanıtlaSil
  2. harika oldu bu.
    Burak, çok sağol.
    Fragmanı bile birşeyler çizme isteği uyandrdı bende.
    bir garip oldum.

    YanıtlaSil
  3. burakcım bence filmlerin altına torrent ve altyazı linkleri koymalısın süper olur tık indiririz.

    YanıtlaSil
  4. bence siz izlemeyin bile, ben izleyip izleyip yazayım. sıçasınız gelirse de beni arayın, gelip çiş tutayım.
    şuradan adam kovmak da varmış, siktir git burdan saygısız yavşak.

    YanıtlaSil